CHP Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin MYK gündemiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada İBB'ye başkanvekili seçilene kadar partinin Genel Başkanı Özgür Özel'in belediyede olacağını belirtti. Yücel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklanmasının ardından başlayan eylemlere ilişkin olarak ise "Ve kimse bize itidal çağrısı yapmasın, itidale karşı itidal çağrısı yapılmaz. Bir itidal çağrısı yapılacaksa bu hukuksuzlukları yapanlara, güzel ülkemize, milletimize bu kötülükleri yaşatanlara yapılmalıdır" dedi. 

Yücel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Haksızlıkların, hukuksuzlukların ülkenin 4 bir yanına yayıldığı, demokrasiye darbe yapıldığı, millet iradesinin gasp edildiği, seçilmişlerin şafak operasyonuyla evlerinden alındığı, hapse atıldığı, yargı eliyle, yargı terörüyle siyasetin dizayn edilmeye çalışıldığı günlerden geçiyoruz.

19 Mart’ta Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik bir hukuk darbesi gerçekleşmiştir. 19 Mart, bu ülkede hukuk güvenliği açısından bir dönüm noktası olarak tarihe geçmiştir. Yüzbinler, 5 gündür Saraçhane’de toplanıyor ve İstanbul’un iradesinin gasp edilmesine karşı, özgürlüklerin gasp edilmesine karşı seslerini yükseltiyorlar. 4 kez yenildiği, bileğini bükemediği için talimatlı yargı mensuplarıyla o bükemediği bileği kırmaya kalkanlar, karşısında 86 milyonu buldular. 19 Mart hukuk darbesi tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Ancak 23 Mart önseçim sonuçlarımız da, dünya siyaset tarihine altın harflerle yazılmıştır.

86 milyonun ilk seçimde seçeceği, geleceğin cumhurbaşkanımıza darbe girişiminde bulunmuşlar, 86 milyon sandıklara akın ederken, Türkiye onu seçerken onlar, sandıktan çıkan ismi, İmamoğlu’nu Silivri’ye göndermişlerdir. Ancak evdeki hesap çarşıya, saraydaki hesap da sokağa uymamıştır. Çünkü unuttukları bir şey var ki; Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Sadece Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu, bu hukuksuzluğu yapanların ellerinde tutsaktır, hapistedir. Ama irademiz meydanlardadır, çelik gibidir. İBB’ye Başkanvekili seçilene kadar Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, İBB’de olacaktır. Şunu herkes bilsin ki, biz 16 milyon İstanbullunun iradesine sahip çıkıyoruz. Biz bu ülkeye kaybettirme değil, kazandırma niyetindeyiz. Kimse bizim kaostan beslendiğimizi, kaostan fayda umduğumuzu iddia etmesin. Biz hukuk istiyoruz, biz demokrasi istiyoruz, biz anayasal güvencelerin uygulanmasını istiyoruz.

"Kimse itidal çağrısı yapmasın..."

Ve kimse bize itidal çağrısı yapmasın, itidale karşı itidal çağrısı yapılmaz. Bir itidal çağrısı yapılacaksa bu hukuksuzlukları yapanlara, güzel ülkemize, milletimize bu kötülükleri yaşatanlara yapılmalıdır.İtidal çağrısı yapılacaksa, demokrasiye sahip çıkan, yapılan haksızlığı, hukuksuzluğu, vicdansızlığı kabullenmeyen yüzbinlere, biber gazı sıkan, TOMA’lardan tazyikli su sıkan, gençlerimiz, genç kızlarımızı yerlerde tekmeleyen, sürükleyen, orantısız güç ve kuvvet kullananlara ve bunları yapmaları için kolluk kuvvetlerine kanunsuz emir ve talimat verenlere yapılmalıdır.

Ekrem Başkan ve çalışma arkadaşlarına, belediye başkanlarımıza yöneltilen suçlamalara, sorulan sorulara baktığımızda hesabını veremeyecekleri tek bir delikli kuruş dahi yoktur. Yolsuzluk dosyasının dayanağı olarak sunulan MASAK raporu da tam bir facia... Ekrem başkan ve çalışma arkadaşlarına karşı uygulanan bu kötü senaryonun bir parçası… Bu senaryoyu yazan, yöneten ve sahneleyenlere hizmet etmek için yazılmış bir rapor. Ayın 10’unda bir uzman yardımcısı görevlendirilmiş, uzman bile değil. Rapor gözaltı kararından 3 gün önce tamamlanmış. 

"19 Mart’tan bu yana yaşananlar anayasal düzeni askıya alma girişimi"

Bu işi bilen kişilerin asla imza atmayacağı, tecrübeli isimlerin hazırlamaktan ve onaylamaktan imtina ettiği ve bu yüzden tek bir kişi tarafından imzalanmış bir rapor. Bu konuda uzman arkadaşlarımız ilerleyen günlerde detaylı bir açıklama yapacaklar… Terör örgütüne yardım, yataklık suçlaması ise tam anlamıyla akıllara zarar. İktidarın Ekrem İmamoğlu’ndan ne kadar korktuğunun, zavallılığının ve acziyetinin bir göstergesi… 19 Mart’tan bu yana yaşananlar anayasal düzeni askıya alma girişimidir. Bugün bir savcı çıkıp AKP’ye “Anayasal düzene darbe yapmaktan” soruşturma açsa, bu soruşturma Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmadan çok daha ciddi ve hukuki bir soruşturma olur.

"Devletin valisine yalan yanlış açıklama yaptırılıyor"

Yapılan bu büyük hukuksuzluklara, yargı terörüne ve demokrasimize yönelen bu 19 Mart hukuk darbesine karşı yurdun dört bir yanında büyük dayanışmaya, ve itiraza hep birlikte tanıklık ettik. Ülkemizdeki farklılıkların zenginliği alanlara yansıdı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak hukuk ve adaletin yanında olan, demokrasiden taraf olan herkesle Saraçhane'de her gece yüzbinlere seslendik. İktidar bu dayanışmayı baltalamak, halk iradesine sahip çıkan bu duruşu yıkmak için elinden geleni yapıyor. Devletin valisine, yalan yanlış açıklamalar yaptırılıyor...

"Neymiş, camilere zarar verilmiş..."

Emniyet güçleri ile halk, karşı karşıya getirilmek isteniyor. İktidarın bu çabası boşa çıkacaktır. Saraçhane de ve memleketin dört bir yanında sokağa çıkan milyonlar polisimizin de hakkını hukukunu savunuyor. Ancak İstanbul Valisi Davut Gül, polise taş, havai fişek atıldığını iddia ederek, haklı tepkilerini gösteren milyonları kriminalize etmeye çalışmaktan geri durmuyor. Sokağa çıkan CHP olur da, iktidardan “cami yalanı” gelmez mi! Tabii ki gelir… Neymiş, camilere zarar verilmiş! Bakın camiler kutsalımızdır. O zarar verildiği iddia edilen caminin bakımı ve onarımı yıllardır İstanbul Büyükşehir Belediyesince yapılmaktadır. Yaşanan şudur: Güvenlik güçleri, Saraçhane’de toplanan, demokratik tepkisini gösteren gençleri, vatandaşlarımızı biber gazıyla ve tazyikli suyla süpürerek camiye sıkıştırmıştır. Kimse Şehzadebaşı camiine yada başka bir camiye zarar vermemiştir. Artık “CHP camilere saldırıyor” yalanından medet ummaktan vazgeçin… Sizin o zarar gördü diye bahsettiğiniz camiyi, uydurma iddialarla tutukladığınız Mahir Polat'ın ekibi onarıyor. Sokağa çıkmak anayasal bir haktır. Anayasal haklarını kullanan vatandaşlarımızı, bu şekilde korkutmaya, sindirmeye, kriminalize etmeye hakkınız yok!

"Hukuk güvenliği yok, mal güvenliği yok, bu ülkede kimsenin can güvenliği yok"

Tek bir kişinin koltuk sevdası ve onun etrafındaki bir avuç insanın iktidar ve güç hırsı memleketi sadece hukuk ve demokrasi açısından geri götürmedi. 19 Mart yargı darbesi ülkemize ekonomik açıdan da ciddi bir gerilemenin yaşanmasına neden oldu. Giderek artan baskıcı sistem 19 Mart darbesi ile pik yaptı. Bu ülkede artık hiç kimsenin hukuk güvencesinin kalmadığını sadece Türkiye değil, tüm dünya gördü. Hukuk güvenliği yok, mal güvenliği yok, bu ülkede kimsenin can güvenliği yok!

"Bir kişinin koltuk sevdası uğruna..."

Yıllardır rasyonellikten uzak ekonomi politikaları ile ülkedeki bütün ekonomik dengeleri alt üst eden bu iktidarın Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, piyasalara güven vermek için “görevimin başındayım” diye twit ata dursun; ülkede iki yılda biriktirildiği söylenen 42.8 milyar doların 26 milyar doları buhar olup gitti. Bir kişinin koltuk sevdası uğruna, milleti daha da yoksullaştırdılar… Bu koşullar altında görevinin başında olsan ne olur, olmasan ne olur Sayın Şimşek! Sayın Erdoğan, Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan korkuyor diye buharlaşıp giden milyar dolarları yıllarca bu ülkenin işçisinden, emekçisinden, emeklisinden esirgediniz. Şimdi aklınızca ekonomik açıdan güvenli bir görünüm vermeye çalışıyorsunuz ama boşa kürek çekiyorsunuz Sayın Şimşek! Bu ülke ne zaman demokratikleşirse, hak ve özgürlükler güvence altına alınır, millet iradesine yargı eliyle baskı yapmaktan ne zaman vazgeçilirse ancak o zaman ekonomide olumlu bir tablo ortaya çıkabilir.

"Dün Ekrem Başkan’a atılan ve bugün de Mansur Başkan’a attığınız iftiralar yok hükmünde"

Kamu kaynaklarını rant uğruna heba eden, Ankara’yı parsel parsel sattığını sağır sultanın bile duyduğu AKP’li Ankara Büyükşehir eski belediye başkanı Melih Gökçek’in yolsuzluk dosyaları raflarda bekletilip, bu dosyalara soruşturma izni verilmezken, Az önce basından öğreniyoruz ki, Ankara Büyükşehir Belediyemiz ile ilgili olarak 33 konser hakkında soruşturma izni verilmiş, 9 belediye çalışanı hakkında inceleme başlatılmış. Bakın bu 33 etkinlik daha önce Sayıştay’ın denetiminden geçmiş, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan teftişlerde detaylı şekilde incelenmiş ve bir olumsuz bulguya rastlanılmamış. Ancak her ne hikmetse şimdi bu etkinliklerle ilgili olarak soruşturma izni verilmiştir. Şunu kimse unutmasın bu ülkede “kamu zararı” denildiğinde akla gelecek isimlerin başında gelen Melih Gökçek ve avanelerinin geldiğini bilir… Her zaman söylüyoruz bizim derdimiz soruşturulmakla ilgili değil. Ancak bu soruşturmaların hukuki değil siyasi olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Sandıkta alamadıkları belediyelerimizi cebren ve hile ile almanın derdindeler. İstiyorlar ki Erdoğan’ın karşısında ondan güçlü hiçbir aday çıkmasın! Şimdi Ekrem Başkan’a yapılan haksız ve hukuksuz uygulamaları, Mansur Başkan’a da yapmanın derdindeler. Dün Ekrem Başkan’a atılan ve bugün de Mansur Başkan’a attığınız iftiralar yok hükmündedir.

"İktidar, halkın temiz kalbine, gülen yüzüne yenildi"

Dün memleketin 4 bir yanında, millet iradesine sahip çıkmak isteyen milyonlar sandığa gitti. 81 ilde, 973 ilçede kurulan 6000’e yakın önseçim sandığı, 7000 civarında da dayanışma sandığında 15 milyon kişi oy kullanarak Ekrem Başkan’a demokrasiye ve millet iradesine sahip çıktılar. Pusulalar yetmedi... Binlerce yeni pusula basıldı... Dayanışma sandığında oy kullanan her bir vatandaşımız aynı zamanda üye de olmak istedi. 7’den 77’e… Genci, yaşlısı, çoluk çocuk herkes dün dayanışma için sandıklarına akın etti. Umuduna sahip çıkmak isteyen herkes sandıklara koştu. Halkın umuduna kelepçe vurduğunu zannedenlere en güzel cevap dün sandıklardan geldi... Dün kurulan sandıklarda, 86 milyon Cumhurbaşkanını belirledi. Halk bir sonraki Cumhurbaşkanının tutuklanmasına tepkisini birleşerek, dayanışarak verdi... İktidar, halkın temiz kalbine, gülen yüzüne yenildi. 19 Mart'ta, bir sonraki cumhurbaşkanına yapılmış hukuk darbesi karşısında bugün dünden daha güçlüyüz... Yarın daha güçlü olacağız... Güçlenerek çığ gibi büyüyen bu güzel insanların önünde bundan sonra hiç kimse duramaz... Saray, bir lafına bakan talimatlı yargısıyla, tüm televizyon kanallarını zapt etmiş yandaş kalemleriyle, kirli ve iftira dolu algı operasyonlarıyla, sosyal medyayı zehirleyen trolleriyle topyekûn saldırsa da, geleceğine sahip çıkan milyonları durduramazsınız..."