Cumhurbaşkanı’nın iç meselelere müdahalede bulunduğunu dile getiren Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlık ilkesi içerisinde hareket etmesi gerektiğini ancak Cumhurbaşkanı’nın hiçbir zaman bunu benimsemediğini ve muhalefeti hedef alan açıklamalar yapmaktan da hiç çekinmediğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı’nın basına yaptığı açıklamalara da değinen Erhürman, “Kıbrıslı” kavramının Anayasa'nın içinde yer almasına rağmen Cumhurbaşkanı’nın bu kavramla sorunu olduğunu belirtti.
Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın sürekli ayrıştırıcı görevleri benimsediğini belirterek, Cumhurbaşkanı’nın düşünce özgürlüğü konusunda en fazla rahatsız olan kişi sıfatına sahip olduğunu kaydetti.
Ali Kişmir davasına değinerek, herkesin üzerinde baskı atmosferinin oluşturulduğunu ve bu baskı atmosferine en başta Cumhurbaşkanlığı’nın karşı durması gerektiğini dile getiren Erhürman, bu dava konusunda Cumhurbaşkanlığı’ndan hiçbir ses çıkmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı’nın “fena halde kafasının karışık olduğunun görüldüğünü" kaydeden Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Türk halkını dünya ile temasa geçecek yoğun mesai gerçekleştirmesi gerektiğini belirtti.
Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın sarayda yalnızlaşan, Kıbrıs Türk halkını da yalnızlaştıran bir duruma geldiğini söyledi.
Kıbrıs Türk halkına açılan her pencerenin önemli olduğunu vurgulayan Erhürman, bu dönemde AB ile ilişkilerin geri gittiğini, "BM’nin gayriresmi yemeğine bile istenmeden katılındığı" mesajının verildiğini ifade etti.
Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın kapılar konusunda çok da talepkâr olmadığını düşündüğünü dile getirerek, her noktada geri gidildiğini ve topluma ödetilen beldelerin de belli olduğunu kaydetti.
Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün artık mal ve can güvenliğinin tehlikede olduğunun göstergesi olduğunu dile getiren Erhürman, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün barışsızlık riskini de beraberinde getirdiği bir noktaya ulaştığını belirtti.
Gerek içerde gerek uluslararası bağlantıda gerekse Kıbrıs sorununun çözümü konusunda kayıp 4 yıl geçirildiğini dile getiren Erhürman, Kıbrıs sorununda başlanılan yerin çok gerisinde bulunulduğunu belirtti ve Cumhurbaşkanlığından hiçbir fayda sağlanmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı bütçesinde, kaybedilenlerin yerlerinin doldurulamayacağını dile getiren Erhürman, Kıbrıs Türk halkı açısından yapılanların doldurulabilir olmadığını kaydetti.