“Biz müzakere için müzakere değil, çözüm için müzakere istiyoruz” diyen Erhürman, masadan kalkıldığı zaman statükoya geri dönülmeyeceğinin güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs Postası Web TV’de Gökhan Altıner’in sorularını yanıtlayan Erhürman, CTP olarak yeni müzakere sürecinde dört noktayı önemsediklerinin altını çizdi.

“Siyasi eşitlik pazarlık konusu değildir” diyen Erhürman, yeni müzakere sürecinde zaman sınırının önemli olduğunu anlattı, bugüne kadar üzerinde uzlaşılan konuların da tekrar açılmayacağını söyledi.

Erhürman, “Kıbrıs Rum Liderliği tüm yapıcı çabamıza rağmen masadan kalkarsa, statükoya geri dönmeyeceğiz, masaya oturmadan bu da bilinecek” diyerek CTP’nin odağının çözüm olduğunu vurguladı.

-Türkiye Cumhuriyeti ile doğru zeminde en iyi ilişkiler…

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesine de işaret eden Erhürman, diyalog ortamının yaratılması açısından yararlı bir görüşme olduğunu düşündüğünü vurguladı. Tufan Erhürman, Fidan ile ilgili “Kendisi çok tecrübeli bir bakan. Doğu Akdeniz’in tamamını çok iyi bilen biri. Onunla ayrıntılı ve teknik de konuşabilmek mümkün” diye konuştu.

Geçmiş yıllarda TC Dışişleri Bakanları ya da Kıbrıs işlerinden sorumlu kişilerin Kıbrıs’a geldiğinde, yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirdiğini belirten Erhürman, Meclis içi ve Meclis dışı partilerle de tek tek görüşmeler gerçekleştirildiğini anımsattı.

Çavuşoğlu ile Türkeş dönemlerinden örnekler de veren Erhürman, söz konusu görüşmelerin iyi bir şey olduğuna işaret etti. Sonradan bu geleneğin ortadan kalktığını ifade eden Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin, doğru zeminde en iyi ilişki düzeyinde olması gerektiğini vurguladı.

-“’Ankara’nın adayı’ gibi kavramlardan kurtulalım”

Sorulan soru üzerine, “Ankara’nın adayı kim” gibi kavramlardan kurtulmak gerektiğine dikkat çeken Erhürman, “‘Ankara’nın adayı şu ya da bu’ gibi kavramlardan kurtulmamız lâzım” dedi ve Türkiye Cumhuriyeti ile doğru zeminde iyi ilişkilerin öneminin altını çizdi.

“Ankara’nın toplumun seçtiği herkesle çalıştığını gördük. Sayın Akıncı, Sayın Talat ve Derviş Bey örneği var. Sayın Eroğlu’nun gelişinde de rivayet Sayın Eroğlu’nun istenmediğiydi” diyen Erhürman, söz konusu iki devletin birbiriyle çalışmama lüksüne sahip olmadığının altını çizdi. Erhürman, “Bu toplumun kendi demokratik iradesi açısından bunlar doğru kavramlar değil” ifadelerini kullandı.

-“Masada her zaman federasyon vardı”

Kıbrıs Türk tarafının Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte masada her zaman federasyon görüştüğüne dikkat çeken Erhürman, hiçbir resmi masada başka bir şeyin görüşülmediğinin altını çizdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını hatırlatan Erhürman, “BMGK kararları, BM Genel Sekreteri’ne Kıbrıs’ta çözümün iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğunu söylüyor” dedi. Gayri resmi toplantılarda her şeyin konuşulabileceğine vurgu yapan Erhürman, “Resmi masanın zemini iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyondur. Bugüne kadar da hep bu görüşüldü” dedi.

Rauf Denktaş’ın 1998 yılında BM Genel Sekreterine mektup yazdığını ve federasyon görüşmeyeceğini bildirdiğini anımsatan Erhürman, “Bu mektuptan sonra 1998-1999 yıllarında görüşme olmadı. Şu an Ersin Bey döneminde de hiçbir resmi görüşme olmadı” diye konuştu. Kıbrıs Türk tarafının her zaman federasyon görüştüğünü ancak her zaman federasyonu gevşek federasyon, kanatları güçlü olan federasyon olarak görüştüğünü belirten Erhürman, “Mümkün olduğunca konfederasyona çekmeye çalıştı. Rum tarafı ise üniter devlete doğru çekmeye çalıştı. Dünyada her federasyon farklıdır. Her bir federasyonun kendine özgü dinamikleri vardır” diye konuştu.

-“Çözüm olsun diye müzakere...”

Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren siyasi partiler DİSİ ile AKEL’in, siyasi eşitlikle ilgili yaptıkları açıklamalardan da bahseden Erhürman, “Siyasi eşitlik meselesini DİSİ ve AKEL önceden kabul ettiklerini açıkladı. Bunlar önemli gelişmelerdir” dedi.

Rum Lider Hristodulidis’in, “Kaldığımız yerden devam etmeye hazırız” ifadelerini eleştiren Erhürman, “Top Hristodulidis’in kucağındadır. Hristodulidis, kaldığımız yerden devam edelim derken neyi kastettiğini anlamış değiliz” diye konuştu.

CTP olarak yeni müzakere sürecinde dört noktayı önemsediklerinin altını çizen Erhürman, söz konusu maddeleri şu şekilde sıraladı:

“Siyasi eşitlik tartışması masaya oturmadan bitecek. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında yazılı bir durumu pazarlık meselesi haline getiremezsiniz.

Zaman sınırlaması olacak, masada 10 sene dirsek çürütmeyeceğiz.

Sonuç odaklı olacak. Bugüne kadar anlaştığımız konuları tekrar açmayacağız.

Kıbrıs Rum Liderliği masadan kalkarsa, statükoya geri dönmeyeceğiz. Müzakerelere başlarken bu da bilinecek.”

-Çözüm isteyen bir partiyiz; bundan gurur duyarız”

Söyledikleri dört noktanın da BM’nin sözü olduğuna işaret eden Erhürman, “Biz çözüm isteyen bir partiyiz. Bundan da gurur duyarız” dedi.

“Müzakere olsun diye müzakere” değil, “çözüm olsun diye müzakere” istediklerinin altını çizen Erhürman, geçmiş hatalardan ders çıkararak bir müzakere masası kurulmasını istediklerini kaydetti.

Martta kurulacak masanın önemsiz bir masa olmadığını da ifade eden Erhürman, “Kıbrıs sorunu toplumlararası bir sorun değil, uluslararası bir sorundur” dedi ve Mart ayında masada konuşulacakların, bundan sonraki yol haritası için çok önemli olduğuna vurgu yaparak, “Perde gerisinde bir görüşmesi süreci vardır” diye sözlerine ekledi.