Kıbrıs sorununda bir adım atılması, istikrarsızlığın olduğu dünyada büyük önem taşır. BM’nin bir başarı öyküsüne ihtiyacı vardır” diyen Akansoy, gayri resmi toplantı öncesi değerlendirmelerde bulundu. BRT’de Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtlayan Akansoy, siyasi eşitliğin önemine işaret etti.

“Birlikte hareket ederek daha fazlasını kazanabileceklerini biliyorlar”
Geçtiğimiz hafta Cenevre’de katıldıkları çalışma toplantılarıyla ilgili bilgi veren Akansoy, dört kuzeyden, dört güneyden siyasi partinin birlikte gittiği bir organizasyona katıldıklarını kaydetti. Kıbrıs Diyalog Forumu'na üye partilerin söz konusu çalışmaya katıldığını vurgulayan Akansoy, “Müzakereci olarak da Özdil Nami ile Mavroyannis katıldı. Konfederasyondan federasyona evrilme süreci dahil her detay ele alındı” dedi. Her ülkenin kendine göre koşullarının olduğuna vurgu yapan Akansoy, İsviçre modelinin kendine özgü demokratik bir model olduğunu kaydetti ve doğrudan katılımcılığı ve paylaşımı esas aldığını belirtti. “Federal yönetim, kantonlar ve belediyelerin, paylaşımcı ve demokratik sistemin özü olduğu bir şekilde görülebilir” diyen Akansoy, temel sloganın ve düşüncenin “birliktelik ve dayanışma” olduğuna işaret etti. Akansoy, “Birlikte hareket ederek daha fazlasını kazanabileceklerini biliyorlar. Ayrıştırıcı söylemleri yoktur. "Benden, bize" geçmiş bir toplumdan bahsediyoruz. Zamanla oldukça zenginleşmiş, gerek ekonomik gerekse sosyal ve siyasal anlamda müzakereyi esas alarak çalışan bir yapı oluşmuş” diye konuştu. Bu yapının devamı için gayret sarf edildiğinin altını çizen Akansoy, “Siyaset yarı profesyonel bir şekilde yürütülüyor. Meclis yılda dört kez açılıyor ve ikişer hafta çalışıyor. Herkes kendisini öncelikle mesleğiyle tanıtıyor. Dayanışma içinde bir arada olma ortamı yaratılıyor. Bazı kantonlar daha fazla üretip daha fazla kazanıyor ancak tüm kantonlar arasında belli bir ekonomik denklik modeli kurgulanmış. İsviçre modeli "bitmemiş bir proje" olarak nitelendiriliyor. Vatandaşlar doğrudan demokrasi yaklaşımı ile, iradelerini yansıtabildikleri için, kendilerini sistem yapısıyla özdeşleştirmiş durumda görüyorlar” dedi.

“BM’nin bir başarı öyküsüne ihtiyacı vardır”
Önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek 5+1 gayri resmi toplantıyla ilgili de konuşan Akansoy, BM Genel Sekreteri'nin gündeminin belli olduğuna dikkat çekti. “Sayın Tatar'ın Ankara ziyareti var. Kamuoyuna yönelik yapılan açıklamalardan çıkarımlar yapmaya çalışıyoruz. BM Sekreteryası, Kıbrıs sorununda belli adımlar atmak istiyor. Ancak bir müzakere sürecinin başlayacağını söylemek aşırı iyimserlik olur” diye konuşan Akansoy, taraflar arasında ilişkilerin kopmamasının beklenebileceğini ve başlayacak sürecin devamının öngörülebileceğini kaydetti. Asım Akansoy, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın AB tam üyeliğiyle ilgili güçlü irade beyan etmesi ve AB'nin de mevcut şartlarda Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu belirtmesi dikkat çekici açıklamalardır. Bu, belli bir uzlaşı zemininin oluşmaya başladığına işaret ediyor. Kıbrıs’ta kurulacak yeni yapı, BM Güvenlik Konseyi kararlarının çerçevesinde olacak. Birlikteliği ve tek çatıyı gözeten iki devletliliğin federal sistemde içinde kurgulanabilecek bir yapı olduğu ve varılan mutabakatlarda da esasen bu şekilde olduğu görülmelidir” dedi. Kıbrıslı Türklerin, uluslararası hukuka entegre olacak şekilde hak ve çıkarlarının çok önemli olduğuna işaret eden Akansoy, “Bunun yolu BM Güvenlik Konseyi kararlarından geçmektedir. Bu yolda yürüyerek, dünyanın değişen koşullarına hızlı adapte olmamız gerekmektedir” diye konuştu. “Günün sonunda herhangi bir tarafın diğeri üzerinde tahakküm kuramayacağı, azınlık konumunda olmayacağı bir modelden bahsediyoruz” diyen Akansoy, Kıbrıslı Türkler ve Rumların eşit haklara sahip olacağını belirtti. Asım Akansoy, “Federal Kıbrıs’ta halihazırda toplumların kendilerini yönettikleri iki devlet yapısı olacaktır. Öz yönetim çerçevesinde iki ayrı devlet kendi toplumlarını yönetirken, belli yetkiler Federal hükümette kalacak. BM zemini dışında bir çözüm modelinin mümkün olmadığı açıktır. Bizim için siyasi eşitlik pazarlık konusu olamaz ve BMGK kararlarında belirtildiği gibi pazarlık dışı bir unsur olarak kabul edilmelidir” dedi. Asım Akansoy, “Kıbrıs sorununun çözümü pek çok noktada adım atılabilmesinin imkanını sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı. “Kıbrıs sorununda çözüm yönünde adım atılması, istikrarsızlığın olduğu bölgede ve dünyada büyük önem taşır. BM’nin de bir başarı öyküsüne ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır” diye ekledi.