Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Terörü yapanlar ne için yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Terör karşısında atılması gereken adımların ne olduğu açıkça biliniyor olmasına rağmen; birçok emperyalist ülke ve onların içerideki işbirlikçileri, terörle mücadele konusunda Türkiye’nin yanında olmak yerine terörü destekliyor ve besliyorlar" dedi.BURSA (İGFA) - Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Akdoğan, Yıllardır emperyalizmin maşası olarak ülkemizi terörle uğraştıran elli bine yakın insanımızın katline ve ülkemizin milyarlarca dolar kaynağının yok edilmesine neden olan yakalandığında ve ilk sorgulamalarında yabancılar tarafından kullanıldığını itiraf eden terörist başının Gazi meclisin çatısı altında konuşturulmasını önermek akıl tutulmasının dışında siyaset kurumundaki bazılarının kişisel varlıklarını devam ettirmek üzere nerelere savrulduğunun da bir göstergesidir." ifadelerini kullanarak açıklamasına şöyle devam etti:
Dünyanın neresinde görülmüştür ki bir devlet bir teröristle anlaşıp mecliste konuşması sağlanmıştır. Bize demokrasi dersi veren ABD ve AB’nin emperyal devletleri İşid lideri Ebubekir el -Bağdadi, El kaide lideri Usame Bin Ladin ve Boko Haram lideri Muhammed Yusuf ile görüşüp meclislerine terörü sonlandırmak üzere davet ettiler mi?
Hatırlayalım; yakın tarihimizde; 21 Ekim 2007’de Dağlıca Baskınında 12 şehit, 5 Ekim 2008’de Şemdinli Aktütün karakolu baskınında 22 şehit, 20 Temmuz 2010’da Çukurca’da 7 şehit, Hatay İskenderun şehir merkezinde askeri birliğe roket artarla saldırı düzenleyip 6 şehit verdiğimiz, Gerilere gittiğimizde bu kansız şerefsiz örgütün Suruç ta, Hakkâri’de, Şemdinli’de, Çukurca’da, Aktütün jandarma karakolunda, Dağlıca da Hatay İskenderun’da, İstanbul Veznecilerde, Ankara Kızılay meydanında, Bursa’da Ulucami’de daha nice yerlerde katliamlar yaptığını, nice yaşamları yok ettiğini unutmayalım. Bir güneşli pazar günü her şeyden ve yaşamlarını kaybedeceklerinden habersiz 3 aile, Yusuf Meydan ve 9 yaşındaki kızı Ecrin, Âdem Topkara ve eşi Elif ile Öğretmen Arzu Özsoy ve 16 yaşındaki kızı Yağmur İstiklal de gezintiye çıkmışlar, okulların tatil olduğu bugünde mütevazi yaşamlarına uygun, belki biraz alışveriş yapıp, biraz hava alıp, bir şeyler yiyip evlerine döneceklerdi. Bir anda yaşamdan koparıldılar. Daha niceleri, dün terörist başının Mecliste konuşma yapması çağrısının üzerinden daha 24 saat geçmeden Ankara’nın göbeğinde TUSAŞ eli kanlı teröristlerin hedefindeydi. Beş şehit verdik. Türkiye’deki terörün rastlantı olmadığını ve bu terörün arkasında ciddi bir projenin var olduğunu tekrar değerlendirdim. Terörü yapanlar ne için yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Terör karşısında atılması gereken adımların ne olduğu açıkça biliniyor olmasına rağmen; birçok emperyalist ülke ve onların içerideki işbirlikçileri, terörle mücadele konusunda Türkiye’nin yanında olmak yerine terörü destekliyor ve besliyorlar.
Anadolu’da binlerce yıldır birlikte yaşadığımız insanlarımız arasında kin ve nefret tohumlarını eken, birlikteliğimizi ve barışımızı bozmaya çalışan, Lozan’ı kaldırıp Sevr-i yeniden hortlatma girişimleri arzusunda olanların farkındayız. Ulus Devlet, Üniter Devlet, Laik Cumhuriyet, Atatürk Türkiye’sinin kuruluşunun temel değerleri ve yapı taşlarıdır. Demokrasimiz bu üçlü temelden aldığı güçle beslenmekte ve geliştirmektedir. Dünyada eşi benzeri olmayan insana, onun kültürüne, kimliğine, kökenine, dinine ve inancına koşulsuz saygıyı esas alan Çağdaş Türkiye modeli 103 yıl önce yeşertilmiştir ve bu üç özgün dengeden güç alarak egemenliğini sürdürmektedir.
Ancak bilinmelidir ki ulusal bütünlüğümüze zarar verecek eylem ve söylemlere başvuranlar bu amaçlarına hiçbir zaman ulaşamayacaklardır. Türk toplumu farklı siyasal yapıları, çeşitli kökenleri temsil etse de bu amaca hizmet eden dış güçlere ve içteki işbirlikçilere karşı yakın tarihimizde de olduğu gibi birleşerek, ülkemizin barışı ve huzuru için birlikte mücadele etmeye hazırdır.
Bir yandan, çökertilmiş eğitimle cehalet, üretim fukarası ve kriz bağımlısı ekonomi ile yoksulluk batağında milleti soluksuz, sessiz bırakma politikaları,
Bir yandan, “Darbe anayasasından kurtulma” tatlandırıcısı ile yutturulmaya çalışılan “Yeni (aslında 103 yıl eski) Anayasa” çalışmaları,
Bir yandan, demografik yapımızı tarumar eden, sayıları 10 milyonu çoktan aşmış ne idükleri belli sığınmacı kılıklı yığınlara yeni milyonlar ekleme girişimleri,
Bir yandan, devşirilmiş medyaya köpürttürülen “İsrail bize saldıracak” tehdidine dayalı “Cumhurbaşkanımız etrafında kenetlenelim” çağrıları,
Bir yandan, kimi siyasilere söyletilip bazı yetkililerce sahiplenilen ve birilerinin de ayağının tozuyla katılıverdiği “Anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirelim” aymazlığı,
Bir yandan da Cumhuriyetimizin 101. yılını kutladığımız günlerde “Terörist başı mecliste konuşsun” demeye kadar varan akıl tutulmaları…
Hepsi, Batı emperyalizminin 100 yıldır milim sapmadan izlediği “Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni güdümünde Orta Doğu Tipi bir Din Devleti’ne dönüştürerek bölme” ham hayaliyle günümüz Sevr’i olarak gündeme soktuğu, Üniter Ulus Devletimizi yok etme amacı haritası ile sabit BOP’a hizmet eden “gaflet ve dalâlet…” adımlarıdır.
Atatürkçü Düşünce Derneği, adını taşıdığı Büyük Atatürk’ten ve devrim şehidi kurucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy’dan aldığı görev talimatı ve varlık nedeni gereği demokratik ve hukuki tüm haklarını kullanarak BOP’a geçit vermemek için olanca gücüyle mücadele etmek, emperyalizmi ve işbirlikçilerini yine hüsrana uğratmak azim ve kararındadır.
Bütün antiemperyalist, yurtsever, Atatürkçü kurum ve kuruluşlarımızı, Demokratik Kitle Örgütlerimizi, Siyasi Partilerimizi ve değerli yurttaşlarımızı bu Müdafaa-i Hukuk mücadelemize katılmaya çağırıyoruz.
“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Parolamız tektir ve değişmez, YA İSTİKLÂL, YA ÖLÜM!”